DAHAB

DAHAB – Blue Hole

Dahab- Blue Hole’ü ilk kez 17 yıl önce duymuştum. O bölgeye gitmiş olan dalıcı arkadaşım, bölgenin hem suüstü hem sualtı yapısının ne kadar özel olduğunu anlatmıştı ve o zamandan beri kafamda hep burada dalmak vardı. Nihayet bu yılki Sharm gezimizde, günübirlik Dahab’a da gidecek şekilde planımızı yaptık.

Dahab, Sharm El Sheikh’inyaklaşık 90 km kuzeyinde, Kızıldeniz’de Akabe Körfezi’nin batı kıyısında bulunan bir yerleşim yeri.1960’lardan beri hippilerin uğrak yeri. Aynı zamanda çok özel bir dalış noktası olarak yaygın bir ünü olduğundan yıllardır çok sayıda dalıcı tarafından da ziyaret edilmekte. Bunun yanında şnorkeling için de özellikle yerel halk buraya akın akın gelmekte.

Sharm’dan 1 saat 20 dakika’daDahab’a a ulaşılabiliyor, anayoldan çıktıktan sonra ise toprak bir yolu takip ederek en ünlü 2 dalış noktasının yani Kanyon ve Blue Hole’un olduğu bölgeye geliniyor. Buradan da yine sahili ters yönde takip ederek Dahab’ın şehir merkezine geçilebiliyor.

Önce Kanyon dalış noktasına geldik.Dahab’daki birçok nokta gibi burası da kıyı dalışı yapılan bir yer.Malzemelerimizi araçtan indirdikten sonra denizin hemen kıyısındaki derme çatma kafelerde harika içeceklerlekendimize geldik, sonra dalışa başladık. Rehberimiz bugün şansımıza görüşün çok iyi olduğunu söyledi, gerçekten sualtı olağanüstü berrak ve çok canlıydı. Akıntı ise özellikle derinliğin çok az olduğu yerlerde fazlaydı. 15 metre derinlikte kanyonun girişine ulaştık, buradan kanyonun dibi, 29 metrede çok güzel bir görüntü sunuyordu. Kanyonun dibine ulaştığınızda, kanyonun ağzından inenler çok güzel bir görüntü sunuyorlar. Buradan açığa doğru giderken tepenizde kayaların açık bıraktığı dar aralıktan görüntü harika.Kanyonun çıkış noktasından 15 metreye geldiğimizde, zeminden (yani kanyonun kapalı yerlerinin tavanından) kabarcıklar çıkıyor ve çok güzel bir görüntü veriyor. Harika bir canlılık ilekıyıya doğru yönleniyoruz ve bugün en çok yaşayacağımız duyguyla, yani güzellikten sarhoş olarak dalışı bitiriyoruz. Bu sarhoşluk ve şaşkınlık hem karadaki yapının ve yaşam tarzının beklediğimizden farklı ve bence çok çekici olması ve hem de sualtının kelimenin tam anlamıyla büyüleyici olmasındandı. Dalışı bitirdiğimizde kamyonetimize bindik ve biraz daha ilerideki Blue Hole noktasına geldik.

Blue Hole tam bir panayır yeri gibiydi. Güruh halinde insanlar toprak yoldan yürüyerek, deveyle veya dalış malzemelerinin olduğu kamyonetlerle geliyordu.Tam önümüzde yolun bir tarafında yıllardır merak ettiğim Blue Hole, kenarında denize girmek /çıkmak için yerler, yolun diğer tarafında ise kafeler ve restoranlar vardı. Gerçekten başka bir boyutta gibiydik. Hazırlıklarımızı yaptık, yolun bitiminde orada ölenlerin anısına dikilmiş birçok mezar taşının yanından malzemelerimiz sırtımızda geçip dalışa başlayacağımız noktaya ulaştık. Onlarca insan aralıksız bir şekilde buraya akıyor, çoğu şnorkeling için aynı noktadan denize girip, akıntının da yardımıyla Blue Hole’un civarından karaya çıkıyordu. Dalgıçlar ise, kayaların üstünden büyük bir adımla suya atlamak durumundalar. Eğer yeterince büyük adım atamazsanız altınızdaki kayaya çarpmak kaçınılmaz. Atladığımız nokta 2-3 metre genişlikte ve oradan dikey olarak başlayan tüp şeklinde bir geçit aşağıya inmekte. Önde rehberimiz Ahmed, onun arkasında çocuğumuz Ömer Ege dalışa başladılar, fotoğraf makinesi ile ben, arkamda video kamera ile eşim ve onun da arkasında diğer dalış rehberimiz, onları takip ettik.Aşağıya doğru içinden geçtiğimiz tüp oldukça dar, genişlikten tam emin olamadığım için, flaşlarımdan tekini dalışa indirmedim. Baş aşağı bir şekilde tüpün ilk bölümünü geçtik, burada,12 metrede bir ark var, Ömer Ege ve rehberimiz Ahmed oradan çıktılar, reef boyunca yavaşça dalışa devam ederlerken biz tüpün 2. Kısmına geçtik, burada 32 metrede büyük bir ark var, oradan çıktık, çıkar çıkmaz müthiş bir canlılıkla karşılaştık, 32 metreden tüp devam ederek 52 metreye kadar iniyor. Ancak buradan veya Blue Hole’ün içinden 50 metrelere çıkış yapılırsa akıntı yapısı değişiyor, zaten teknik dalış dışı koşullarla bunu yapmak kural dışı.

Çıkışımızı takiben biraz yükseldikten sonra Ömer Ege ve Ahmed’i gördük, onlar üstümüzde, biz 18-20 metrelerde başdöndürücü bir canlılıkla dalışa devam ettik, sonra biz de 10 metre seviyesine gelip bir süre beraber ilerledik, dışarıya bakan duvarında 6 metre derinlikten Blue Hole’ün üzerine giriş yaptık, o sırada freediverlar, çalışma yapmaktaydı ve olağanüstü maviliğin içinde gözden kayboluyorlar veya tekrar yukarı çıkarken görünür hale geliyorlardı. Blue Hole’un karaya bakan tarafına gelip bir mürenle ve bannerfishle selamlaştıktan sonra kayaların arasından yukarı çıktık ve dalışı bitirdik.

Dalıştan çıktığımızdaki duygularımız bambaşka idi.17 yıldır beklediğim,efsane haline gelmiş bir nokta, baş döndürücü bir canlılık, çok ilginç bir sualtı yapısı, tüm ailece dalmak ve adeta bizi 32 metreye indiren tünelden, başka bir zaman ve mekana geçiş yapmak gibiydi. Eşimle dalışın sonrasında sarhoş gibiydik. Kafelere oturduk, meyve sularımızı ısmarladık ve büyülenmiş bir şekilde bakakaldık. Dalış muhteşem, nokta çok ilginç, zaman ise sanki 50 yıl öncesi gibiydi. Hiçbir şey yapmadan,adeta meditasyonda gibi uzun süre kaldık kafede. Dalış ilginç olduğu kadar etraf da çok ilginçti.

İnternette arama motorlarına “Dahab” veya DahabBlue Hole” sözcüklerini girip arama yaptırdığınız zaman, dalış noktasının kötü ünün hemen karşınıza çıkıyor ve çeşitli yerlerde “dünyanın en ölümcül dalış noktası” olarak yazılıyor. Bildiğim hiçbir dalış bölgesinde sizi önce, orada hayatını kaybedenlerin anısına yapılmış mezar taşları karşılamaz.Bunun için BlueHole’un yapısını bilmekte fayda var.

Dalış sonrası 1 saat kadar kafelerde sarhoş gibi oturduktan sonra minibüsümüzle Dahab’ın şehir merkezine geçtik. Sharm-Dahab arası yolda yükselti biraz fazla olduğundan dalış sonrası bir süre burada desatürasyon amacıyla vakit geçirilmesi uygun oluyor. Şehirde yemek için deniz kenarında çok çekici balık lokantaları, bunun yanında kebapçı ve kafeler var. Ancak ısmarlayacağımız yemeğin 1 saatte ancak geleceği söylendi, şehir ise o kadar çekici idi ki vaktimizi bu ilginç yeri gezerek geçirmeyi tercih ettik. Büyü burada da devam ediyordu, yine etrafımız sanki 1960’lar gibiydi, lüks adına bir şey yoktu, dans ederek gezen Hippi görünümlü insanlar, deniz kenarında kafelerde çalan meditatif müzikler, yavaşça inen güneşin, zaten sarı rengin hakim olduğu şehre verdiği yumuşak tonlar ve sıcaklık..

Buraya gelmeden önce herkesin Dahab’ı bir kere görmesi gerektiğini düşünürdüm ama burayı yaşadıktan sonra bir kerenin yetmeyeceğini anladım. Daha şehri gezerken bir daha ne zaman geleceğimizi ve nerede kalabileceğimizi düşünmeye başladık. Sahilin arkasındaki sokak ve caddeler Sharm’dakigibi gelişmeden nasibini almamışlar, en modern yerler dalış dükkanları. Birçok dalış kulübü var ve duvarlarında bölgedeki dalış noktalarının haritalarını sergiliyorlar. 15 kadar nokta var ve dalış fiyatları sorduğumuz yerlerde standart idi.
Büyünün etkisi devam ederek çöle doğru yola koyulduğumuzda hepimiz hala o büyünün içerisinde idik ve bir dahaki gelişimizin planlarını yapıyorduk.

Tolga Taymaz
27.07.2018

Add a Comment

Your email address will not be published.