Su Altı Fotoğraf Sisteminizin Bakımı Nasıl Yapılır?

Yazı: Murat İnan

Eğer siz de su altının eşsiz güzelliklerini gözler önüne çıkartma merakalısıysanız muhtemelen her dalışınızda yanınıza bir görüntüleme cihazı almayı unutmuyorsunuzdur. Bu küçük bir GoPro’da olabilir kocaman DSLR bir sistem de olabilir. Ancak tüm bu sistemlerden herhangi birini dalışlarınızda yanınıza alıyorsanız ortak özellik olarak görüntü almalarının dışında bir de çoğunlukla tuzlu suya temas ediyor oldukları gerçeği çıkıyor karşımıza. Tüm dalış ekipmanlarımızda olduğu gibi görüntüleme sistemlerimizin de öncelikle her dalış sonrasında tuzlu sudan arındırılması ve peşi sıra gelen bir kaç periyodik bakıma ihtiyacı olacaktır.

O-ring Bakımı

Bunlardan ilki O-ringlerinizin gözle kontrolü ve temizliği. O-ringler zamana bağlı olarak yapısı bozulabilen genellikle silikondan üretilmiş malzemelerdir. Tüm sisteminizde sızıntı olabilecek her parçaların birbiriyle birleşim noktalarındaki sızdırmazlığı sağlayan temel bir malzemedir.

O-ringlerin zamana bağlı olarak sertleşmesi ve sızdırmazlık durumlarını yitirmesi gibi bir süreç vardır. Düzenli olarak tüm sisteminizdeki o-ringleri yenileri ile değiştirmek gerekmektedir. Bizler kullanıcı olarak bu süreci elimizden geldiğince uzatabilmek için de ulaşabildiğimiz ana o-ringlerin dalışlarımız sonrası durulamalarımız bitince silikon bazlı yağlarımızla yağlayıp muhafaza etmemiz gerekir.

Dalışa girmediğimiz zamanlarda kabin üzerindeki ana kabin o-ringi ve buna benzer bizim ulaşabildiğimiz o- ringleri kabin üzerinde bırakmamak önemlidir. Örneğin ana kabin o-ringi üzerinde kabini kapatıp muhafaza edersek kabin kapağı kapalı olduğundan sürekli o-ring üzerinde baskı oluşacak ve zamanla düzleşmesini sağlayacaktır. Aynı şekilde kabin üzerindeki girinti ve çıkıntılar o-ringin formunun bozulması gibi bir sebep oluşturacaktır.

Sistem Temizliği

Sürekli tuzlu suya maruz kalan fotoğraf makinesi kabinlerimiz için temizlik çok önemlidir. Tuzlu su kuruduğunda ardında bıraktığı tuz sistemlerimiz üzerinde zımpara etkisi yaratarak zarar vermeye devam edecektir. Dolayısıyla bu tuzun sisteme zarar vermeden kabin üzerinden uzaklaştırılması gerekir. Kabinlerimiz kurumadan tatlı suyla yıkamamız önemlidir. Bu yüzden dalıştan çıktığımızda bulabiliyorsak dalış tekne ve merkezlerinde fotoğraf makineleri için ayrılmış tatlı su tankına sokup çıkartmak ilk etapta tuzlu suyu sistemimizden uzaklaştıracaktır. Tank gibi bir alternatif yok ise akan su ile de durulama gerçekleştirebiliriz. Burada önemli olan dalış sonrası tazyikli akan bir suya maruz bırakmamaktır. Su şiddetli geliyor ise o şiddeti elimizle yumuşatarak kabin üzerine gelmesini sağlayabiliriz.

Bunları yapmış olmak tabiki yetmeyecektir. Eve dönüp turumuzu tamamladığımızda bir süre tatlı su dolu bir kap içerisinde kabini bekletmek aralarda kalmış tuz parçalarının da mümkün olduğunca çözünüp süzülmesini sağlayacaktır.

Sızdırmazlığın Kontrolü

Sistemdeki o-ringlerle sızdırmazlığın sağlandığı her yerde araya sıkışabilecek iplik parçası gibi basit birşey bile sistemin su almasına neden olabilir.

Tüm bunların dışında bir çok sistemde sızdırmazlığı kontrol edecek sensörler kullanmak mümkün. Bu şu an kullanılan  en temel yöntemdir. Temelde sistem, genellikle harici olarak takılan bir valf ile sistem içindeki hava basıncının düşürülüp yine sistem içinde yer alan bir sensör ile bu basıncın tekrar artmasını ölçerek sizi uyarmak üzerine çalışmaktadır. Yani bu demek oluyor ki sisteme dışarıdan hava girişi oluyor ise su girişi de olacak demektir.

Burada önemli olan alarm sistemini dalıştan 30-40 dk önce hazırlayıp bu sürede sistem içinde bir basınç değişimi olup olmadığını gözlemlemektir. Eğer bir basınç değişimi yok ise gönül rahatlığı ile sisteminizi dalışa sokabilirsiniz.

Add a Comment

Your email address will not be published.